Binlerce yaşamın son bulduğu, Kahramanmaraş merkezli deprem felaketinin üzerinden tam 7 ay geçti. Buna karşın depremin en büyük zarar verdiği Hatay’da sorunlar ilk günkü kadar taze ve çözüme ulaşmamış halde. Bu yüzden kentte yaşam yeniden normale dönemiyor.
Hatay’daki son durumu ve yapılması gerekenleri Türk Tabipler Birliği Hatay İl Koordinatörü Dr. Ali Kanatlı, Eğitim İş Hatay Şube Başkanı Mustafa Günal, CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, Antakya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hikmet Çinçin Cumhuriyet’e anlattı.
Antakya, Defne, Yayladağı ve Samandağ ilçelerinde kalp krizi geçiren ya da doğum yapacak kişilerin İskenderun’a veya Dörtyol’a gitmek zorunda kaldığını belirten Türk Tabipler Birliği Hatay İl Koordinatörü Dr. Ali Kanatlı, “Yurttaşlarımız birçok sağlık hizmetine ulaşamıyor. Kanser hastaları ciddi sorunlar yaşıyor. Pet çektirme randevusu bile alamıyor. Bir an önce prefabrik evlere geçilmeli. Aksi halde çok ciddi sağlık sorunları kaçınılmaz” ifadelerini kullandı.
BELİRSİZLİK SÜRÜYOR
Deprem sonrası bölge dışına giden öğretmenlerin eğitim nedeniyle döndüğünü ancak yıkımdan ve artan kira fiyatlarından ötürü birçok öğretmenin ev tutamadığının altını çizen Eğitim İş Hatay Şube Başkanı Mustafa Günal, konteynerlerin de okullara uzak olduğunu ve tam anlamıyla tamamlanmadığını belirtti. Resmi kurumlar tarafından geçici olarak kullanılan ve geçen ay boşaltılması gereken okulların da boşaltılmadığını söyleyen Günal, “Yıkılan ya da ağır hasarlı okullar sağlam okullarla eşleştirildiği için ikili eğitime geçildiğini ve bu nedenle eğitimin çok erken saatte başlayıp geç saatte biteceğini ifade etti. Günal sorunların çözümü için Hatay’ın özel afet bölgesi ilan edilmesi gerektiğini belirtti.
‘ISINMA SORUNU OLACAK’
Ağustos ayının sonunda çadırların azaldığını ve halkın büyük kısmının konteynerlere geçtiğini söyleyen CHP Hatay milletvekili Nermin Yıldırım Kara, kış öncesi ısınma sorunu ve su baskını olasılıklarına dikkat çekti. Su ve kanalizasyon sorununun birçok başka sorunu da tetiklediğini belirten Kara, “Depremden önce iktidar bütün ön tedbirlilik ilkesini ihlal etti. Deprem sonrasında ise planlama ve zamanlama konusunda iyi bir duruş sergilemiyor. Hal böyleyken konteynerlerde fiziki koşulların sağlıklı bir temele oturtulmasının yanı sıra yerleşik hayatın gereği olarak sosyal alan ve olanakların da artırılması lazım. Depremin psikolojik etkisi görmezden geliniyor. İnsanlar acılarını ve hüzünlerini birlikte unutabilirler. Oluşturulacak sosyal alanlar en azından birlikteliği güçlendirecek ve dayanışmayı artıracaktır. Biz artık sözler duymak istemiyoruz, uygulamaları görmek istiyoruz” ifadelerini kullandı. Kara, yıkım işlemlerinin de gerekli şartların sağlanarak yapılması çağrısında bulundu.
BARINMA ALANLARI
AFAD verilerine göre, 560 bin kişi Hatay’dan göç ettiğini anımsatan Antakya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hikmet Çinçin, “Şehrin üçte biri şu anda Hatay dışında yaşamaktadır. Hatay’a geri dönüş için geçici barınma alanlarının, tasarlanması gerekir. Yetişmiş ve göç eden işgücünün geri dönmesi elzemdir. Bunun yanında, Hatay’da işçi ve memur statüsündeki yurttaşların, maaşlarındaki gelir vergisi yükünün muafiyeti ya da belli oranda kaldırılması bölgedeki göçü ciddi oranda engelleyecek ve tersine göçü, teşvik edecektir” dedi. Bölgesel kalkınmaya hizmet edecek tüm hamlelerin yapılması gerektiğinin altını çizen Çinçin, sorunların çözümü için TBMM’yi olağanüstü toplanmaya ve Hatay için gerekli yasal düzenlemeleri yapmaya davet etti.
EN BÜYÜK SIKINTI SUSUZLUK
Depremde Hatay’dan sonra en çok yıkımın yaşandığı yerlerin başında Kahramanmaraş, Adıyaman ve Malatya geliyor. Kahramanmaraş’ın Dulkadiroğlu ve Adıyaman’ın Besni ile Gölbaşı ilçelerinde su sorunu sürüyor. Bu ilçelerde yurttaşlar hâlâ konteyner bekliyor. Binlerce binanın yıkılmayı beklediği şehirlerde yıkımın uygun şartlarda yapılmaması ve yerinde ayrıştırma işlemine özen gösterilmemesi halk sağlığı için tehdit oluşturuyor. Gaziantep’in İslahiye ilçesinde de yurttaşlar sürecin yavaş ilerlemesinden şikâyetçi. Deprem bölgesindeki genel sorunlardan bir diğeri de artan kira fiyatlarının da etkisiyle kronikleşen konaklama sorunu.